Gizem'li Geziler

Bosna Hersek

08 / 2013
Ramazan bayramında çıtığımız Balkanlar gezisinin ilk durağı Bosna Hersek... Geziye buradan başlamış olmamızın tek sebebi pegasustan almış olduğumuz uygun fiyatlı Saraybosna biletimiz:) Sırayla Saraybosna, Mostar, Split, Hvar, Dubrovnik, Kotor ve Budva gezdiğimiz şehirler...

Saraybosna

İlk durağımız olan Bosna- Hersek'de gezdiğimiz şehirler: Saraybosna & Mostar...
Türkiye - Saraybosna uçuşumuz 1,5 saat sürüyor. Saraybosna havaalanı ufak bir havaalanı. Sıra dahi beklemeden pasaport kontrolünden hızlıca geçiyoruz,  sorgusuz sualsiz başka bir ülkeye giriş yapabiliyor olmak süper bir duygu, vizesiz girebileceğimiz ülkelerin artması dileğiyle:)


Havaalanında ihtiyaçlarımızı kolayca karşılıyoruz...Araba kiralama şirketleri ve exchange ofisi hemen çıkışın yakınında. Türkiye'den ayrılmadan yanınıza euro olmayı unutmamak gerekli, euro ile de Bosna'da alışveriş mümkün fakat alışveriş sırasında çevirirken yuvarlandığı için genelde siz zararlı çıkıyorsunuz, o yüzden başta euronuzu bir exchange ofiste bozdurup yerel parayı kullanmak daha avantajlı. Bosna parası Bosna Hersek Konvertble Markı (BAM), birimi km. 1 km=1,37tl (09.2013)  Paramızı bosna markına dönüştürdükten sonra ve  turizm ofisten bir harita aldıktan sonra şehir merkezine gitmek üzere hava alanından çıkıyoruz.



Merkeze gitmek için taksi tek alternatif diyorlar, Bosna'da taksiler ucuz diye de ekliyorlar. Biz de taksi bulmak için havaalanı bahçesinde dolaşıyoruz. Bosna'da taksiler renk renk.  Kırmızı, gri, siyah, beyaz renkli taksiler var. Hepsinin tepesinde sarı levha ile taksi yazıyor.Renk farkı farklı şirketlere ait olduğunu ifade ediyormuş. En ucuzlarının kırmızı renkli olanlar olduğunu söylüyor turizm bürosundaki bayan. Biz de havaalanı bahçesinde kırmızı taksilerden arıyoruz ve buluyoruz. Soför ingilizce çok az biliyor ama Türkiye'den geldiğimizi hemen anlıyor, yarı Türkçe yarı İnglizce konuşmaya başlıyoruz. Başçarşı deyince anlamayan yok zaten:) Bizim otel de Başçarşı'ya çok yakın olduğu için, Başçarşı deyip biniyoruz. Soföre kırmızı taksilerin özelliğini sorduğumuzda renklerin farklı taksi şirketlerini ifade ettiğini, kırmızı taksilerin yerel bir firma tarafından işletildiğini, standart taksimetre açtıkları için ucuz olduğunu ama soförlerin çoğunun ingilizce bilmediğii söyledi. Yerel halk da daha çok bu kırmızı taksileri kullanıyormuş, diğer renkler daha çok turistleri taşıyormuş... Şoförümüz birkaç kere İstanbul'a gelmiş, İstanbul'dan övgü ile bahsediyor, 10 dk lık bir yolculuk sonrası Başçaşı'ya geliyoruz, ücret 15 km tutuyor. Taksiden gördüğümüz kadarıyla Bosna'nın çok albenili bir şehir olmadığınü düşünüyoruz. İlk görüşte bizi kendine hayran bırakan bir şehir değil ama hala umutluyuz:)

Başçarşı'nın girişini geçer geçmez otelimizi görüyoruz. Resepsiyonda gelmeden mailleştiğimiz Ajla ile tanışıyoruz... Türk isimleri çok yaygın burada, Ajla da Bosna'lı ama isminin Türk ismi olduğunu biliyor, İstanbul'a çok defa gitmiş ve hayranlıkla anlatıyor....İlk intibamız Bosnalıların Türkiye'yi ve Türkleri çok sevdiği yönünde oluyor. Otelimizi  beğeniyoruz, çok merkezi, temiz, personel de çok güler yüzlü ve ilgili (B&B Divan). Eşyaları odaya yerleştirip hemen Başçarşı'ya doğru yürüyoruz.

Cevabcici

Karnımız aç, öğle yemeğinde bosna gelenekseli olan cevabcici'yi (köfte) hemen denemek istiyoruz. Köfteye cevapcici diyorlar bu isim bize çok sevimli geliyor. Cevabcici aşağı cevabcici yukarı şeklinde sarıyoruz bu isme gezi boyunca
Otel'imizin tavsiye ettiği Başçarşı'nın içindeki Mrkva Cevabdzinica'ya gidiyoruz.

Çarşıdaki en eski köfteciymiş burası.  7km'ye 1 büyük porsiyon köfte geliyor, özelliği soğanla birlikte servis ediliyor olması, isterseniz kaymak da getiriyorlar yanında, bu da Bosna geleneksel sunumunun parççası, tadı bizdeki kaymak gibi değil ama peynirimsi... Köfte yanında ayran içebilirsiniz, ayranları bizimkinden daha koyu zaten yogurt diye geçiyor menüde. Köfte bize biraz fazla tuzlu geliyor... Akşam otel'in sahibi ile konuşurken başka bir köfteciyi öneriyor, vaktimiz olursa ona da gidelim diye not ediyoruz bir kenara. Petica Cevabzinica ismi, city hall binasının hemen orada...

Saraybosna'yı cevabcici şehri ilan ediyoruz, özellikle akşamları çarşı içinde bütün sokaklar miss gibi köfte kokuyor...Köfte yanında gelen e
kmekleri de güzel, oteldeki de aynı şeklde lezzetliydi, Bosna'da ekmeklerin lezzetli olduğu kanısına varıyoruz.

 


Başçarşı

Köfte sonrası Başçarşı'da dolaşmaya başladık. Başçarşı Saraybosna'nın kalbi gibi. Bütün turistlerin ilk uğradıkları nokta burası. Girişinde bir sebil var, arkasında bir meydan ve bu meydana bakan cafe & restoranlar, hedyelik eşya dükkanları... Meydana açılan sokaklarla çarşı devam ediyor.  Bizim Mısır Çarşısı ve Antep'teki bakırcılar çarşısına benziyor. Şehirde yer alan tüm yapılar ya Başçarşı’da yer alıyor ya da hemen kısa bir yürüme mesafesinde. Sabahtan akşama kadar günün her saati Başçarşı çok kalabalık. Çarşı etrafındaki önemli yapılar arasında Gazi Hüsrev Bey Cami, Morica Han, Saat Kulesi, Ferhadiye Caddesi ve Bursa Bezisten yer alıyor. Hava çok sıcak, gezerken sıksık bişeyler içme ihtiyacı duyuyoruz.  Heryerde su akıyor çeşmeler var sık sık, suya hiç para vermiyoruz.

 

Morica Han

Türk kahvesi çok sevliyor burada, Türkler ile çok benzeşiyor Bosnalıların zevkleri...Morica Han'da Türk kahvesi içmek popüler... Başçarşı'da gezerken Morica Han'ın önüne çıkıveriyorsunuz...  Çarşı gezisi sonrası soluklanmak için Morica Han'ın ortasındaki avluda ağaçlar altında mola verip Türk kahvesi & nargile içerken dinleneblirsiniz. Çemberlitaş'taki Çorlulu Ali Paşa Medresesi'ne çok benziyor burası. Morica Han'ın içinde çeşitli kafelerin yanı sıra otantik kilim, şal vb eşyalar da satılıyor, alışveriş de yapabilirsiniz burada...

 

Gazi Hüsrev Bey Cami

Ferhadiye caddesi üzerinde yürüyerek hemen ulaşıyorsunuz bu camiye. Saraybosna’daki en önemli Osmanlı eserlerinden biri bu cami. 1531 yılında Gazi Hüsrev Bey tarafından Mimar Sinan’a yaptırımış. Cami Bosna Savaşı sırasında da Sırp saldırılarının  hedefleri arasında yer almış. Hasar alan cami daha sonra  tekrar aslına uygun olarak restore edilmiş. İbadete açık, namaz kılıp çıkanlar & avlusunda dinlenenlerle pek çok kişiye ev sahpliği yapıyor bu güzel camii...  Bunun dışında da çok sayıda cami var. Dolaşırken sık sık cami görüyoruz, ezan sesleri duyuyoruz. Bazen Türkiye'de sanıyoruz kendimizi, Türkçe'den geçmiş çok sayıda kelime var dillerinde, etrafta afişlerde vs yazanları anlayabiliyoruz çoğu zaman.

Bayram tatili olduğu için herhalde çok sayıda Türkle karşılaşıyoruz. Nerede ne konuştuğumuza dikkat etmeye çalışyoruz Yurt dışına tatile gittiğimizde iyice uzaklaşabilmek için   Türklerle karşılaşmamayı tercih ediyoruz ama burada pek mümkün olmuyor... 

 


Saat Kulesi

Caminin hemen yanında Saat Kulesi var. Saat Kulesi Başçarşı’da yer alan bir diğer önemli yapı. Gazi Hüsrev Bey Vakfı tarafından 17.yy da yaptırılan kule ilerleyen yıllarda çıkan yangın sonucu büyük hasar almış daha sonra 1762 yılında restore edilmiş.





Latin Köprüsü

Latin Köprüsü Saraybosna gezilecek yerler listemizdeki bir diğer önemli tarihi nokta. Latin Köprüsü Başçarşı'nın hemen arka tarafında şehrin ortasından geçen Miljacka nehri üzerinde bulunuyor. Üzerinde Avusturya Macaristan prensi Arşidik Franz Ferdinand suikaste uğramasıyla 1.Dünya Savaşı başladığıköprü olduğu için tarihi önemi büyük... Nehir etrafında dolaşıp  bu köprüyü fotoğraflamadan Saraybosna'da ayrılmayın. Nehir kenarında köprüyü seyredebileceğimiz bir kafede dinleniyoruz, limonata içiyoruz, free wifi'dan yararlanıyoruz:) Nehrin etrafı çok bakımlı ve yeşillik değil, debisi de oldukça zayı ama yazın gittiğimiz için böyle olabilir. Masmavi akan bir su hayal etmeyin...

  

The Yellow Fortress (Zuta Tabija)

Şehri yüksekten izleyip fotoğraflamak için bu noktaya mutlaka çıkmalısınız. Başçarşının  girşinden karşıya geçip yukarıya doğru kısa bir tırmanışla ulaşabilrsiniz. Hava çok sıcak olduğu için akşamüstü çıkmayı tercih ettik biz. Yukarı çıkarken şehir içerisindeki mezarlıkların çokluğu hemen dikkatimizi çekiyor. Tepeden şehirin ortasından akan nehir, yemyeşil dağlar, dağlardaki küçük evler çok şirin gözüküyor. Bosna Karadeniz gibi çok yeşillik bir ülke, her taraf orman... Tepeden bakınca çok sayıda mezarlık görüyoruz yine, savaşta şehrin çok yara aldığı açıkça görülüyor.




Savaş

Sohbete başladığımız herkesle bir süre sonra laf mutlaka savaşa geliyor. Savaş 95 yılında bitmiş ama izlerinin slinmesi uzun zaman alacak gibi gözüküyor. Çok kişinin Bosna'dan göç ettiğini anlatıyorlar... Sırplar'dan ve Karadağlılardan nefret ediyorlar. Gezimizde Karadağ'a gideceğimizi söyleyince yüzleri düşüyor hemen Çok fazla bahsetmemeyi tercih ediyoruz. Cellat diye bahsediyorlar onlardan, müslümanları hiç sevmedikleri ve katletttiklerini anlatıyorlar. Hırvatlarla aralarında problem yok onları seviyorlar, katolik olan hristiyanları seviyorlar; ortadokslarla problem olduğunu anlatıyorlar.  Şehir içinde çok sayıda bina olduğu gibi taranmış, her tarafı delik deşik, şehirde savaş sırasında çok acılar yaşandığı belli oluyor... Biz gitmedik ama savaşla ilgili daha  çok şey öğrenmek isterseniz Saraybosna Tüneli ya da bilinen diğer isimleri ile Umut (Hayat) Tüneli ziyaret edileblir. Havaalanına yakın br konumda bu tünel, taksi ile ulaşmak mümkün. Savaş sırasında Bosnalılar için en kritik noktalardan birisi olmuş bu tünel. Sırp kuşatmasının olmadığı tek nokta olan hava alanına yakın bir konumda bulunan tünel savaş boyunca başta ulaşım ve ilaç, silah transferinde kullanılmış.



Ferhadiye Caddesi

Tepeden indikten sonra Bosna'nın en önemli caddesi olan Ferhadiye'de dolaşıyoruz. Girişi başçarşıdan. Bu cadde bizim İstiklal caddemiz gibi trafiğe kapalı,  turistler turluyor. Çok sayıda mağaza ve kafeler var. Akşamları oldukça kalabalık oluyor. Bütün turistler burada dolaşıyor. Burada akşam saatlerindevakit geçirebilirsiniz ... Dondurmacılar var sıksık, biz de deniyoruz ama beğenmiyoruz, krema gibi ve lezzetsiz, 1 topu 1 km. 

Inat kuca (İnat evi)

Akşam yemeği için tavsiye edilen yerel Bosna yemekleri yapan meşhur restoran. Nehrin kıyısında hizmet veren bu restoranın bulunduğu şirin evin çok güzel bir hikayesi var. 19 yy'ın sonlarında Avusturya - Macaristan İmparatorluğu Bosna'ya hakim olur. Avusturya Macaristan Arşidükü Saraybosna'da yönetim binası yaptırmak istemiş, binanın yerinde evi olan adamdan evden taşınmasını istemişler adam inat etmiş taşınmaya ikna olmamış. Adamı ikna etmek için evin birebir aynısını nehrin tam karşısına yapmışlar. Adam bu şartla evden çıkmış.. Olay Bosna inadının simgesi olmuş.  Şuanda bu güzel ev restoran olarak hizmet veriyor

Burada dolma ve karışık tabak yiyoruz. Karışık tabak 14 km, dolma 12km. Dolma tabağında biber, yaprak, soğan ve lahana dolması yer alıyor. Hepsi çok lezzetli. Ayrıca Begova çorbası (bey) meşhurmuş ama biz tatmadık. Çeşitli et yemekleri de var. Fiyatları 20 km civarı.

Yemek saatinde kalabalık oluyor. İç mekanlar çok sıcak olduğu için bahçede yer arıyoruz, olmadığı İçin biraz oyalanıp tekrar geliyoruz. Yemekleri lezzetli, tatmanızı tavsiye ederim ama bizim yemeklere çok benzediği için yemek kültürü, enteresan gelen birşey bulmanız zor olabilir.Diğer çoğu yemekleri de etli, etsiz yemekleri pek tercih etmiyormuş Bosnalılar, bizdeki gibi etli sebze yemekleri de yapıyorlar dolma, sarma, bamya...

Boşnak Böreği
2. gün sabah kahvaltıda meşhur boşnak böreği (burek diye geçiyor) yeme heyecanıyla çarşıya koşuyoruz. Otelimizden 2 tane börekçi tavsiye ettiler birisi geleneksel şekilde fırında pişirilen bosna böreği diğerinde saçda pişiriliyormuş.. Biz gelenekseli tercih ettik. Çarşı içindeki en eski börekçlerden  biri olan Bosna Börekçisi'ne gittik. Önceki gün köfte yediğimiz Mrkva Cevabdzinica'nın hemen yanında burası. 1 er porsiyon kıymalı börek sipariş ettik. Burek deyine etli anlamına geliyormuş; ıspanaklı veya peynirliye börek değil pita  diyorlar. Menüde 1 kg börek fiyatı yazıyor (12km) 1 porsiyon isteyinde 250 gr kadar börek geldi, süpper gözüküyordu  

Böreğin içindeki et çok lezzetli, kıyması çok fazla, hemen miğdeye indiriyoruz 1 porsiyonu, kesinlikle kaçırılmaması gereken bir lezzet boşnak böreği... Zaten konuştuğumuz Bosnalılar etlerin lezzetliliğiyle övünüyorlardı hep, haklılar da... Gelirken kahvaltı dahil olmayan bir konaklama satınalmanız kesinlikle isabet olur, bu börek kaçmaz  Diğer saç üstünde  pişiren börekçiye gitmek isterseniz ismi "SAC", Latin köprüsünden karşıya geçtikten sonra nehir kenarında İnat Kuca'ya doğru yürürken sağda. Börek sonrası Mostar'a devam...

Mostar 
Saraybosna'dan Mostar'a gitmek için araba kiralayabilir veya otobüse binebilirsinz. Biz otobüsle gittik. Yol boyu çok güzel manzaralar ve etçiler vardı, araba ile gitmek daha keyifli olabilir diye düşünüyorum.

Saraybosna'da 2 tane otobüs durağı bulunuyor. Mostar'a gitmek için şehre çok yakın olan main bus station'a gitmeniz gerekli. İstanbuldaki gibi yoldan rastgele bir taksi çevirip binebiliyorsunuz. Biz 
otelden rica edip çağırttık ama yoldan da binilebiliyor. Şehir merkezi - main bus station arası uzaklık 2,5 kilometre,  5 dakikada varılıyor. Taksi fiyatları Türkiye gibi ucuz. 4,5 km tuttu ücret.

Saat başı Mostar'a otobüs var , biz önceden bilet almamıştık rahatlıkla yer bulduk, otobüs eski, 90lı yıllarda bindiğimiz otobüslerden ama 2 saatlik yol için yeterli, kliması var, ayakta yolcu alıyorlar bir de o enteresanOtobüs bileti: 20km

Yol boyunca manzara  çok çok güzel, nehir kenarından gidiyor yol, yemyeşil her taraf, nehir masmavi, köy evleri çok şirin. Otobüste kapı tarafında oturmak iyi oluyor, benim gib manzara meraklısıysanız eğer

2 saat sonra Mostar'dayız. Mostar'a iner inmez Split bileti için gişeye gittik fakat gelmeden internetten araştırdığımız saatte otobüs yoktu, 13.20 veya 23.30da otobüs olduğunu söyledi memur. Mecburen 13.20'ye bilet aldık. Siz de dönüş biletinizi gelince hemen alırsanız daha rahat edersiniz. İstasyonda memurlar doğru düzgün ingilizce bilmiyorlar çok zor anlaştık. 2km'ye bavulumuzu otagarda emanet bıraktık. 1,5 saatimiz vardi gezmek için sadece. İstasyondan 10 dakikalık bir yürüyüşle Mostar Köprüsü'nün olduğu eski şehre gittik hemen...


Köprünün üstünden aktığı nehrin rengi muhteşem..etraf yemyeşil harika bir manzara var... Köprünün altında ayaklarınızı suya sokmanız mümkün, insanın yüzesi geliyor bu masmavi suda... Bizim vaktimiz olmadığı için nehir kıyısına inemedik.



Köprüye çıkan dar sokaklarda pekçok küçük şirin hediyelik eşya mağazaları var. Magnetler, eşarplar, çantalar, tablolar, gezmesi çok keyifli. Bizim vaktimiz olmadığı için fazla alışveirş yapamıyoruz sadece  1 magnet alıyoruz (1 €)

Mostar, Saraybosa'ya göre çok daha turistik, çok kalabalık, köprüde adım atılmıyor. Hırvatistan ve diğer Balkan ülkelerinden günlük turlar düzenlendiği için gündüz nüfusu çok yükseliyor şehrin.

Burada da çok sayıda Osmanlı eseri var. Köprüyü gören Koski Mehmed Paşa Cami'sini müze haline getirmişler, Biz neden müze halinde burası diye sorunca kapıdaki görevli başladı anlatmaya. Onarım gerektirdiği için şuan ibadete kapalı imiş. Savaştan sonra bir Türk firması onarmış ama o kadar kötü onarmış ki 10 yıl içinde her yanı dökülmeye başlamış caminin o yüzden tekrar ibadete kapamışlar. Muhtmelen gelen herkese anlatıyor bunu, bir güzel giydiriyor Türkler'e, bozuluyoruz:( Ama anlattığı doğruysa haksız da değil, cami dökülüyor.. Camiye giriş Türklere ücretsiz bu arada, Türk olduğunuzu söyleyince bilet istemiyor ama hem Türk olduğunuzu söyleyip hem de bu cami niye müze diye sormamanızı tavsiye ederim:) Cami'nin bahçesinden köprünün güzel fotoğraflarını çekmek mümkün.


Mostar küçük bir şehir 2-3 saatte gezebilirsiniz rahatlıkla. Köprüyü gören yeşillikler içinde nehir kenarında çok güzel restoranlar var. Onlardan birinde yemek yeyip köprüyü seyretmek çok nefis olur diye düşünüyorum

Biz Mostar'dan Split'e geçtik, Dubrovnik'e, Belgrad'a, Zagreb'e de geçmek mümkün. Rotayı belirlerken otobüs saatlerini gelmeden önce internetten inceleyip ayarlamıştık ama belirlediğimz saatlerde otobüs olmadığını gördük gelince. İnternetten otobüs bileti almak da mümkün değil malesef bu siteden kontrol edebilirisiniz gelmeden siz de saatleri ama süprizlere karşılaşmanız mümkün:)  


Tavsiyeler:

  • Saraynosna'ya gelmişken mutlaka günübirlik Mostar'a gidin, görmeden dönmeyim. Sadece Saraybosna için verdiğiniz uçak parasına değmeyebilir.

  • 2 tam gün Saraybosna & Mostar'ı gezmek için yeterli olur. Bir haftasonu ayırarak burayı görebilirsiniz ama beklentinizi çok yüksek tutmayın, bir Avrupa ülkesi görmeyi beklemeyin. Savaştan çıkmış bir şehir burası...
  • Yemek yemek buraya gelmek için çok önemli motivasyonlardan biri olmalı. Yemekleri çok güzel, börek ve köfteyi bol bol yeyin. Özellikle bureeek
  • Yellow Fortress'tan Saraybosna'yı izlemeyi unutmayın
  • Eğer  çocukla seyahat ediyorsanız otobüsle seyahati önermem çünkü otobüsler çok konforlu değil.
  • Kredikartı çoğu yerde geçmiyor, yanınızda nakit bulundurun mutlaka
  • Bosna'da gezi için haziran ve eylül ayları ideal olur diye düşünüyorum, mümkünse bu mevsİmleri terch edin.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol